19 Haziran 2018 Salı

Saraylı



Apartmandaki bizim Zehra teyze renkli bir kişilik.

Kendisi saraylı. Gerçekten de Osmanlı’nın torunlarından. Zamanında onu Kapalıçarşı’da bir kuyumcu ile evlendirmişler. İki de çocukları olmuş. Sonra adam ölmüş.

Zehra teyze de kumara merak salmış, yalnızlıktan. Parası da bol. O yüzden hep kumar oynuyormuş. Kumar için yabancı ülkelere gidiyormuş, bir de gemilerde oynuyormuş. Gemiler seyir halindeyken, geceleri genelde, kumar serbest olduğu için oynarmış.

Saatlerce oynarmış, o makinelerde, kazanır kaybeder ama hep oynarmış. Nasıl olsa sık sık gidiyor diye, bazen kumarda kazandığı markaları paraya çevirmez, bir dahaki gidişine saklarmış. Elinde bir marka çantası var. Geçenlerde yolda gördüm, yine bir yolculuğa çıkıyormuş. Balkanlarda oynamak çok rahat diyordu. Türklerin işlettiği kumarhaneler de varmış.

İşte son rastladığımda, sordum, ya dedim Zehra teyze, beybaba oynuyor muydu, teyze yaşlı ya, ben de onun dilinden konuşayım dedim.

O da, yok ya kızım dedi, o eline kağıt bile almazdı, ben ondan sonra onun boşluğunu doldurmak için oynuyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder