10 Eylül 2018 Pazartesi

Rum



Yıllar önce aldığım ama kaybettiğim altın kolyeyi sürpriz bir şekilde buldum. Çamaşır makinesinin içinden çıktı. Zinciri kaybolmamıştı. Kolye kaybolmuştu. Makinenin kapağındaki lastiğin içine girmiş. Gözüme hiç çarpmamıştı yıllardır.

Dedim artık bunu kullanmayım, satayım. Gittim Kapalıçarşı’ya, girdim bir kuyumcuya. Kuyumcuyla konuşurken dükkanda bir de anne kız vardı. Anne otuzbeş yaşındaymış, kızı da onbeş yaşında. Anne gencecik yani.

Kuyumcu kahve getirtti hepimize. Bir yandan alışveriş bir yandan da sohbet ettik. Anne kızın hikayesi çok hoştu. Yunanlı bir anne kız. Annenin adı Katerina imiş, kızının adı da Theodora.

Katerina, Atina civarındaki bir kasabada yaşıyormuş. Kadın, uzun boylu, yeşil gözlü, çok hoş güzel bir kadın, irice görünümlü. 15.5 yaşında evlenmiş, görücü usulü ile, hem de bir Türk ile, orada yaşayan bir Türk ailesinin oğlu ile.

Bir süre sonra İstanbul’a gelmişler. Adam, bir restoran açmış. Ekonomik durumları iyi imiş. Kadın, aileden Rum Ortodoks, orada babanın dini geçerli oluyor, annesi örneğin Katolik imiş. Katerina, İstanbul’da bu kiliseye gidiyor. Theodora da aynı şekilde. Ancak baba Türk tabii, normalde babanın ait olduğu kuruma gidilir. Yani camiye gitmesi lazım ama demek ki Theodora kendini Yunanlı hissediyor.

Theodora da Allahtan gelen demek bu arada. Katerina’nın Yunanistan’da yedi kardeşi daha var, hepsi de yine Rum Ortodoks kilisesine giden.

Theodora’nın tek şikayeti ise restoran işleten babasını çok az görebilmesiydi.

9 Eylül 2018 Pazar

İzgören Kitapları



Ahmet Şerif İzgören

Uçan Halı Babam

İzgören Yayınları

Yazarın genel çizgisinin dışında olan bu kitabı belki de kitaplarının arasında en güzeli. Çünkü bu kitap bir anı kitabı ve babasını anlatıyor. Babasının geçmişi, ailesi, yazarın annesiyle tanışması, yazarın doğuşu ve ailenin genişlemesi. Fotoğraflarla da zenginleşen kitabı okumak keyifli ve duygulu. Günümüze dek geliyor kitap. Anı kitabı sevenlere. Not:3/4

Moks

Elma Yayınları

Kitabın özelliği, sevmezseniz iade edebilirsiniz ve ücreti ödenir, diyor, ne zaman isterseniz diye belirtilmiş. İş, bilgi, iletişim, kurumsallaşma gibi konularda önerilerde bulunuyor ve yerel ve dünya çapında örnekler de var. Konuyu sevenlere. Not:2/4

Süpermen ve Uğur Böceği

Elma Yayınları

Sevimli bir kitap. İçinde yaşamdan kesitler var. Hayatımızın içinden sıradan insanların sıradan olmayan yaşamları. Erdemli durumlar, kararlar. Yani, ders gibi olan olaylar. Hafif bir kitap. Kısa hayat öykülerini sevenlere. Not:2/4

8 Eylül 2018 Cumartesi

Yeryüzüne Dayanabilmek İçin




Tezer Özlü

YKY

Tezer Özlü, edebiyatımızın en iyilerinden ve ayrıca Sevim Burak, Sevgi Soysal, Leyla Erbil, Nazlı Eray, Tomris Uyar gibi kendine en özgü yazarlardan.

Çok fazla eseri yok çünkü hayatı hastalıkla geçmiş. Yine büyük yazarlarımızdan Demir Özlü’nün kardeşi. Kısa hayatında birkaç kitap yazabilmiş. Türkçe de Almanca da yazıyor. Almanca’dan dilimize çevrilen kitabı var.

Çocukluğun Son Geceleri, Yaşamın Ucuna Yolculuk gibi iki çok iyi romanı var. Eski Bahçe Eski Sevgi, Kalanlar, Zaman Dışı Yaşam, Leyla Erbil’e Mektuplar gibi birçoğu ölümünden sonra basılan kitapları da bulunmakta. Ayrıca, Ferit Edgü’ye Mektuplar da daha sonra basılan kitaplarından.

Kendisi 1950 kuşağı denilen kuşaktan. Ferit Edgü, Sezer Duru, Bilge Karasu gibi. Genelde kişisel diyebileceğimiz bir stili var. Kafka ve Oğuz Atay gibi.

Bu kitabında bir zamanlar dergilere yazdığı sanat yazıları yer alıyor. Kafka, Sevgi Soysal, Almanca yazanlar, Zweig, Herzog, film festivalleri, yazar Peter Weiss üzerine yazılar, edebiyat ödülleri, sinema yazıları. Yazılar, zamanında Milliyet Sanat, Gösteri gibi dergilerde yayınlanmış.

Özlü’nün kurgu dışı yaşamını ve düşüncelerini öğrenmek için iyi kitap. Almanca ve Türkçe düşünüp yazan yazarın edebiyat ve sanat bilgisi, görüşleri elbette çok güçlü.

Ama ilk kez okuyacaklar, onu okumaya romanlarından başlasın.

Not:3/4

7 Eylül 2018 Cuma

Momo




Michael Ende

Pegasus Yayınları

Tüm zamanların en iyi çocuk romanlarından. Pal Sokağı, Küçük Prens, Pippi Uzunçorap gibi en iyiler arasında ilk beşe giren romanlardan. Bir çocuk romanı olsa da büyüklere daha faydalı. Bir küçük kız büyüklere ders veriyor çünkü. Onlara zamanı öğretiyor.

Kitabın ana konusu zaman. Zamanı iyi kullanmak isteyen, verimli kullanmak isteyen bizlerin düştüğü durum. Bunu Momo adlı minik bir kız yoluyla anlatıyor bize.

Momo, bir şehrin kıyısındaki tiyatro harabelerinde yaşayan kimsesiz bir kız. Oraya nasıl geldiği belli değil. Zamanla çevredeki insanlar onu keşfediyor ve gelip onunla zaman geçiriyor. Momo, iyi bir dinleyici. Herkesi dinliyor. Dinlediği için de herkes mutlu.

Bir süre sonra duman adamlar adlı bir grup ortaya çıkıyor. Kendilerine zaman tasarrufçusu diyorlar. Bu insanlar şehir halkını etkiliyor ve herkes hızlı bir yaşam sürüyor, zaman, başarı ve para peşinde koşuyorlar.

Momo’nun çevresinde kimse kalmıyor ve o da yalnız kaldığı için bu zaman sorununu çözmek istiyor. Hora Usta adlı bir zaman ustası ve bir kaplumbağa ile zamanı yine yavaşlatmanın yollarını arıyor.

Roman, ikinci bölümde biraz fantastik romana dönüşüyor. Ancak bu fantastik öğe yine zamanın önemini anlatmak için bir araç sadece.

Sonuçta, zamanı yavaş yaşamayı anlatan önemli bir roman. Ne kadar yavaş yaşarsan o kadar ileri gidersin, zamandan tasarruf etmek istedikçe zaman kaybediyoruz, gibi anlamlı sözler de var.

Kaçırılmaması gereken, defalarca okunması gereken bir başyapıt.

Not:4/4

6 Eylül 2018 Perşembe

Bloglardan Seçmeler



G.Srı

Sevgili şirin arkadaşımız bir kitap hediye etkinliği düzenledi. Kitap hediye edecek yani. Katılın işte.


Beyda

Sevgili Beyda da kitap çekilişi yapıyoooo.


Oğluyla birlikte düzenlediği blog keşif etkinliği de devam ediyoooo.


Öğretmen Kedi

Aramıza yeni katılan arkadaşımız çok tatlı anlatıyor. Okul, yurt, bölümü ve başka konulardaaa.


Miray

Yepisyeni arkadaşımız çok şirin ve okudukça güldüğüm bir yazıyla aramıza katıldıııı.


Süveyda

İki kızkardeşin açtığı yeni bir blog daha aramızdaa. Öncelikle diziler, kitaplar, filmler üzerine yazsalar daaa diğer konular da var, tarifler gibii.


Kozmetik Psikolojisi

Çanta hediye ediyooooo psikolog arkadaşımııız.


The İpekk

Şirinlerimizden İpek kahve ile ilgili nefis bir yazı yazdıııı.


Uyuşuk Hayalperest

Çook eskilerden olan arkadaşımızın son iki yazısı çokoş. Kurbağa ve kek üzerine yazılar.


Pınar Çobanoğlu

Kirpiklerimi Nasıl Uzattım? adlı yazısı keyifliii.


Titania'nın Çöplüğü

O artık iyice eskilerden olduuu. Ara vermişti bir süre ama şimdi yine bizimle, iyi de yazar zaten.


5 Eylül 2018 Çarşamba

Karmen



Mahallede birkaç binayı yıktılar, kentsel dönüşüm mü ne varmış. Her taraf kaya oldu, moloz oldu. Ortalık savaş sonrası gibi, distopya gibi. Yıkıntılar içindeyiz. Yani şimdi Afrin’den bir özel harekat askeri gelse, bizim sokağa baksa, burada yabancılık çekmiyorum, burası da bizim Afrin gibi der. Ben de diyorum ki, burada yıkıntılar içinde bir konser verilsin. Afrin Rock Festivali, Afrock, kaya moloz festivali, yıkıntılar arasında konser. Kentsel dönüşüm festivali.

Sabah bakınca pencereden, bu sabaha beni böyle başlatmaya kimsenin hakkı yok, diye düşündüm. Bir de yıkarken internet kablolarına da zarar vermişler, net bir gidip bir geliyor. Yani hiç net değil. Net net değil, mahalle mahalle değil. Hiçbir şey olması gerektiği gibi değil. Hiçbir şey de hiçbir şey değil zaten. Zaten bile zaten değil. Hani sorarlar ya, müdür müdür müdür? Müdür acaba gerçekten müdür müdür ki, yoksa başkan mıdır?

Sokakta komşularla yıkıntılar hakkında ve yıkıntılar arasında konuşurken biz yıkılmamıştık. Ayakta konuşuyorduk. Bizi yıkamadılar diye kahkaha attık. Evler yıkılsın ama biz yıkılmayalım diyorduk. Eh sohbet ederken laf lafı açtı. Hazır dinleyecek insan bulmuşken bir teyze anlatmaya başladı. Konuşması gelmiş olmalı.

Teyzenin akrabası, bir gemi kaptanı imiş. İstanbul’daki gemilerden birinde. Kaptan Türk tabii. Kaptanın bir arkadaşı varmış. Rus. Rus’unda bir kızkardeşi var. Kadının kocası ölmüş ve bir de kızı varmış. Bu kadın, o gün abisi bizim kaptanın yanına gideceğini söylediği için kaptanın gemisine geliyor, abisini görmeye. Bizim kaptan kadına anında aşık oluyor. Rus’a söylüyor bunu. Rus da kızkardeşine söylüyor. O kadın da, demiş ki, bu kaptan eski kocama benziyor, ölmüş kocama, tamam onunla evlenirim demiş ve evlenmişler. Rus kızın adı Karmen’miş. Ne güzel isim.

4 Eylül 2018 Salı

Günler



Baş örtüsü için iğne kullanırlar ya, iğneler ortalıkta oldu mu, kutunun içinde olmadı mı, mesela bazen lavaboya bırakırlar iğne kutusunu aynaya bakarken, o zaman aynaya yaklaşamam, sivri şeyler, iğneler korkunç geliyor bana. Ama aşı iğnelerinden ürkmem.

Bir dolu dizi izleyince not almak lazım, hangi dizi bu hafta Türkçeye çevrildi diye. Ekrana not kağıdı açmak lazım.

Rüyamda İstanbul’da sokaklarda dolaşmıştım, metal madde patlıyordu, zehirli gaz yayılıyordu, İstanbul’da sonradan oldu bu olay gerçekten de, fabrikadan zehirli gaz yayılmış, insanlar evlerinden çıkamamış, zehirlenmemek için. Rüyamda ben de evden çıkmayın diyordum. Şaşırdım haberi görünce, ne kadar da benziyor diye.

İnsan beyni ve hafızası değişik. Bazen şey olur ya hani fotoğraflara bakarız ve anlatılanlar olur fotoğraflarla ilgili sonra onları biz yaşadık sanırız. Annemizin düğününü hatırlamak gibi. Ben küçükken annemin babamla düğününde olduğumu sanırdım öyle hatırlardım, fotoğraflara baka baka.

Aquapark canım çekiyor herhalde. Rüyamda aquaparkta bir köpeği kurtardım, boğuluyordu az daha. Başkalarını da kurtardım, aquaparka yağmur yağdı, havuzlar taştı, yüzme bilmeyenler vardı.

Bir kitap varmış. Hayatı Anlama Kılavuzu galiba adı. Paketli, almadan önce içini açamıyorsunmuş. İlk sayfasında kılavuz sensin yazıyormuş. Geriye kalan bütün sayfalar boşmuş. Bir de pahalıymış. Alanlar hayal kırıklığına uğramış olmalı. Ben de acaba insanları anlama sanatı diye böyle bir kitap mı çıkarsam.

Laptopu kapatmaya üşeniyorum. Açık kalıyor gece ama sıcakta şarj uyarı veriyor, yakında bozulabilir diyor. Belki sıcak değil de nemdendir.

New York’u çevirirken New York diye bırakıyorlar, Niyork demiyorlar ama Pamukkale’yi çevirirken Cotton Castle diyorlar, tuhaf. Yani şimdi Eskişehir’i old city diye mi çevireceğiz, her şehirde bir old city, yani eski şehir var.

Rüyamda asansör durdu, çıkamadım. Sonra, kahve içerken kafede, denize sıfır kafe, birden iki metrelik dalgalar geldi üstüme, insanlar yüzmeye başladı. Ben de kahvemle suyun üstüne durdum. Dalgaların içleri görülüyordu, yeşil mavi. Bir de uzaylı vardı dalgaların arasında. Yosun gibiydi, el kadar boyu vardı. Su uzaylısıymış o. Yosun yeşili ama dikkatle bakarsan gözlerini görebiliyorsun. Dünyaya istilaya gelenlerin öncüsüymüş filan. Sonra sular çekildi, uzaylı geldi masama oturdu, kahve içtik. Ya dedim ya şimdi beni zehirlerse.  Yeni kahveyi önce ona içirdim.

3 Eylül 2018 Pazartesi

Hayat



Düğünler için altın almak zorlaştı. Pahalanıyor. Altını artık sadece düğünler için alıyoruz. Geçen marketten patates, soğan, peynir, çay aldım, altmış lira ödeyip çıktım. Şu Çaykur sarı olanı seviyorum o da hep artıyor fiyatı.

Kasadaki kıza sular nerde dedim, suyum daha gelmedi, dedi, sütler nerde dedim, sütüm daha gelmedi, dedi. Henüz gelmemiş dağıtım. Yumurtalar da yok. Yumurtalıklarım daha gelmedi, dedi. Farkında olmadan, sonra fark ettik ve kahkaha attık. Ay çok terbiyesiziz, diyerek.

Sıcak ama insan yine de boğazını üşütebiliyor. Biraz hava değişimi olunca hastalanabiliyoruz. Grip olmasam bile azıcık üşütsem hemen gözüm falan şişiyor. Bu yüz göz şişmesi de bir gelenek bende.

Akşam evde otururken yan odadan ses geldi, gittim bir şey bulamadım, ses yine geldi ama, galiba balkondan geldi tıkırtı, bir şey göremedim, balkon kapısını kapattım. Sonra da odaların ışığını açık bıraktım, izlemediğim halde maç açtım, sesini açtım.

Çizim sehpası yaptım, boyalarım hazır duruyor hep. Kore dizilerinde hep bir anne sorunu oluyor, çocuklar anneleri ile sorun yaşıyor, bir de kardeşlerin arasında birisi kötü ve kıskanç oluyor.

Bir oyun var, pc oyunu, kalede uyanıyorsun, hiçbir şey hatırlamıyorsun, karanlıkta panik atak geçiriyorsun, hep ışık olmalı, labirent gibi kale, oradan çıkmaya çalışıyorsun. Rüyalarıma benziyor.

Yan komşu gece birde yüksek ses müzik dinliyordu, beş altı kişi toplanmışlar herhalde, müzikler aynı türden de gitmiyor. Bir de bazen durduk yere bağırıyorlar ya da gülüyorlardı, sinir oldum. İlk başta dedim belki küçük çocuklar bir de kutlama yapıyorlarsa bi sakin olayım dedim ama hiç durmadılar iki saat boyunca. Ben de duvara vurdum önce nineler gibi. Duvara geri vurup dalga geçtiler ve devam ettiler. Yarım saat sonra da susmayı başardılar. İnsanların kederinin doktoru zamandır işte.

2 Eylül 2018 Pazar

OA ve Olive




Biraz doğaüstü biraz bilimkurgu ve ilginç, değişik bir dizi. İzlediğimiz hiçbir diziye benzemeyen.

Özgünlüğü, yazar ve yönetmenlerden geliyor. Brit Marling ve Zal Batmanglij ikilisinin yazıp yönettiği dizide bu ikilinin hep yaptığı gibi Brit Marling başrolde. Bu ikili birlikte çalıştıkları yönetmen Mike Cahill ile birlikte kendilerine özgü bir sinema evreni oluşturdular.

Bu grubun dikkate değer filmleri var. Gizli Oyun, Sesimin Etkisi, Başka Bir Dünya, Kök gibi. Hepsi izlenir.  Bu grup genellikle doğaüstü, gizem, inançlar, tutkular, mezhepler, ayinler, tarikatlar ve benzeri konularda film çekiyor.

OA da fazlasıyla değişik, zor, pür dikkat izlenmesi gereken şaşırtıcı bir dizi. Anlamak hiç de kolay değil. Yazar ve yönetmen bunu bilinçli yapıyor. Konu, sonu, her şeyi açık dizinin. Bize kalıyor sonuç. Hatta izlediklerimizin hepsi birer kandırmaca bile olabilir. Belki de hepsi yalandı, hayaldi. Veya hasta bir beyinden çıktı hepsi. Veya tümüyle gerçekti.

Dizi, ölümden dönenler üzerine kurulu. Ölüme yaklaşıp da ölmeyenler bir araya geliyor ve ölecek insanları kurtarmaya çabalıyor. Acaba insanlardan melek olabilir mi? Melekler, ölümün geldiğini hissedip ölecek olanlara yardım edebilirler mi?

Ufak bir kız bir gün bir kaza geçirir. Ölmez ama kör olur. Bir süre sonra da kaybolur. Yedi yıl sonra döner ailesine ama gözleri görüyordur. Yedi yıl boyunca neler olmuştur kızın hayatında? Ailesine dönüşü bir başlangıçtır ama neyin başlangıcı?

Dizinin başı, olayların gelişimi, ileri geri gidişler ve tüyler ürpertici bir sonu var. Başı da ortası da sonu da hiç beklenmedik. Garip bir dizi ancak çok etkileyici. Ayrıca dizinin son on dakikası büyüleyici.

Bu arada bir de anlıyoruz ki insanları ancak kalp ve dans kurtarabilir.

Mükemmel dizi arayanlara.




Olive Kitteridge

Başrolde Fargo’nun unutulmaz oyuncusu, Üç Billboard filminden de bildiğimiz Frances McDormand var. O, Meryl Streep, Julianne Moore tarzı oyunculardan, yani karakter oyuncusu. Bu dizide de her zamanki kusursuz oyunuyla keyif veriyor bize.

Olive, bir matematik öğretmeni, biraz huysuz, sert, problemli, sinirli, depresif ama aynı zamanda iyi öğretmen, iyi insan. Sertlikle kendini saklıyor. Düşüncesiz gibi gösterse de kendini yufka.

Eşi ise pamuk gibi, papatya gibi, yumuşak, anlayışlı. Eşini de seviyor. Bu ikisi çok didişiyor ancak birbirlerine düşkünler. Öyle evli çiftler vardır ya. Hep kavga ederler ama severler de, birbirlerine özen gösterirler.

Yaşadıkları yer de Olive gibi huysuz biraz, mutsuz herkes. Sanki herkes zorla yaşıyormuş gibi. Olive’ın eşi belki de en mutlu insan yöredeki.

Dizi, bu ikisinin yaşam boyu hayatını gösteriyor bize. Birlikte yaşlanıyorlar. Kasabanın diğer insanları, bu ikilinin akrabaları, çocukları, bu ikili ve çevresi.

Dizi, bildiğimiz İngiliz klasikleri havasında. Bir olay yok, sadece doğal, sıradan insan yaşamı var.

Aksiyon olmasa da çok insancıl.


1 Eylül 2018 Cumartesi

Müzik Seçkisi 16


Gene Pitney-24 Hours from Tulsa
Saad Lamjarred-Casablanca
50 Cent-Candy Shop ft. Olivia
Cihan Mürtezaoğlu-Sen Banasın
Gary Jules-Mad World
Ikon-Killing Me
Sedef Sebüktekin-Sen İstersin
Son Feci Bisiklet-Bu Kız Beni Sever
Ghazal Shakeri-Sen Geceyi Ben İse Mumu
Olöf Arnalds-Eg Umvef Hjarta Mitt
Nova Norda/Canozan-Boşver
Miley Cyrus-Jolene
Melek Mosso-Arzular Arsız
Can Ozan-Delirmiyorsan
Aleyna Tilki-Yalnız Çiçek
Hayko Cepkin-Ölüyorum
Ceylan Ertem-Odalarda Işıksızım
Imagine Dragons-Natural
Barış Manço-Hemşerim Memleket Nire
Burcu Güneş-Minnet Eylemem

veee

Sevda Ateşi-Şiir (Fatofotan ve Berika'nın Günlüğü)

Reşat Nuri ve Tess



Yeşil Gece

Reşat Nuri Güntekin

İnkılap ve Aka Yayınevi

Yazarın, Cumhuriyetin kuruluşu zamanlarını anlatan romanı. Cumhuriyetçilerle Cumhuriyet öncesini yaşayanların çatışmasını anlatıyor. Toplum ikiye bölünmüş gibi.

Şahin adlı bir öğretmenin hayatını okuyoruz. Kendisi yoksul ve İstanbul’da. Önce medreseye girer, dini eğitim alır. Ancak sonra öğretmen okuluna gidip öğretmen olur. Dini bilgisi de olan bir öğretmen.

Daha sonra bir ilçeye tayin olur. Orada, yeni yönetim ile eski yönetim taraftarları arasında kalır. Bir anlamda ilericilerle tutucular arasında. İlçede birçok olay olur.

Daha sonra ise Yunanlıların işgali gelir ve Kurtuluş Savaşı. Şahin, tekrar ilçesine döner ve toplum yine ikiye bölünmüş durumdadır.

O dönemleri anlamak için okunur.

Not:3/4




Bir Sırrım Var

Tess Gerritsen

Doğan Kitap

Yazarın yine bir Rizzoli-Isles ikilisi romanı. Dizi filmi de olan bu ikili yazarın en sevilen kahramanları.

Cinayetler ve cinayetlerin üzerindeki işaretler. Olaylar ilerledikçe cinayetlerin geçmişteki sırlara bağlandığını görüyoruz. Geçmişteki taciz olayları bugünün cinayetlerini getiriyor. Ortaya çıkarılması hiç de hoş olmayan gerçekler. Rizzoli-Isles yine çözüyor. Tess ve bu ikiliyi sevenler keyifle okuyacaklardır. Not:3/4

31 Ağustos 2018 Cuma

Polis ve Çöp Adam



Polis

Doğan Kitap

Kuzey polisiyesinin en iyilerinden Norveç’li yazarın şimdilik son Harry Hole macerası. Harry Hole, onun detektifi. Bu roman, polisiye sevenler için mükemmel. Polisleri öldüren bir seri katil. Polislere telefon edip onları bir suç mahalline çağırıyor ve orada öldürüyor. Ölümler de daha önce çözülmemiş davalarla birebir aynı. Katil, çözülmemiş davalara karışan polisleri teker teker öldürüyor. Hole ve arkadaşları da katilin peşinde. Kurgusuyla, heyecanıyla, detaylarıyla kusursuz bir polisiye roman. Not:3/4



Çöp Adam

C.J. Tudor

Pegasus Yayınları

1986 yılında bir grup çocuk birlikte zaman geçiriyorlar. Tebeşirle yerlere işaretler çizip haberleşiyorlar. Kasabada ölümler gerçekleşiyor. Aradan 30 yıl geçiyor ve 2016 yılında bu arkadaş grubuna tebeşirle mesajlar geliyor ve otuz yıl önceki sırlar ortaya dökülüyor. Sonu biraz karışık olsa da iyi polisiye. Sevenlerine. Not:3/4

Power ve Hidden




Power

Sürükleyici, aksiyonlu, merak uyandırıcı bir suç dizisi.

Ghost takma adlı Jamie gece kulübü işletir. Aynı zamanda da uyuşturucu dağıtıcısıdır ama bunu kimse bilmez. Kardeşi gibi sevdiği Tommy ile ortaktırlar. Ghost mantıklı bir lider, Tommy ise bıçkın delikanlıdır.

Ghost, yükselmek, para kazanmak ve sonra da yasadışı işleri bırakıp yasal işler yapan bir iş adamı olmak ister. Tommy ise yasadışını daha çok sever. Ghost bu ikili hayatla birlikte aile hayatını da sürdürür, evlidir, çocukları da vardır. Ancak onlar da hep tehlike altındadır.

Böyle bir yaşam sürerken hukuk insanlarıyla ilişkileri olması da normal. Savcılar, polisler peşindedir ama onun için çalışanlar da vardır. Zeka ve güçle bütün belaları atlatmanın yolunu bulur. Birçok başarılı, mutlu, başarısız, mutsuz zamanları da vardır.

Dizi, şık, havalı, müzikler iyi, oyuncular iyi. Beşinci sezonu bitmek üzere, gelecek yıl altıncı sezonu gelecek. Genelde gecelerin ve sokakların hikayeleri. Suçlar da daha çok böyle işlenir zaten.

Klas ve klasik bir suç öyküsü. Seyri çok hoş.








Hidden (Craith)

Şimdilik birinci sezonu biten bir suç, cinayet dizisi. İkinci sezon hakkında şimdilik bir bilgi yok. Aslında ikinci sezonu olabilir, ilk sezonda olay çözüldü, ancak aynı polis ekibi yeni davalara bakabilir.

İngiliz dizisi, kısa ve bölümler yaklaşık birer saat. Dizinin çekildiği ortam nefis, İngiltere kırsalı, Galler’de Snowdonia bölgesi, doğa, dağlar, nehirler.

Bir küçük şehre bir kadın polis gelir. Çocukluğu burada geçmiştir. Hasta babasına bakmak için döner. Döndükten sonra, bir genç kız cesedi bulunur. Daha önce de öldürülen kızlar vardır. Yöre polisi araştırmaya başlar.

Bizler ise katili en başından biliriz. Buna rağmen çok heyecanlı. Bir yandan polisleri izleriz, diğer yandan katili. Dördüncü bölüm, örneğin, sadece katilin evinde geçiyor ve dizinin belki de en heyecanlı bölümü.

Son iki bölümde polis ve katilin hareketlerini izleriz. Son iki bölümde ivme artıyor ama dizi genelde sakin. Belki o huzurlu doğa nedeniyle böyle.

Polis soruşturması ve cinayet sevenlere. Dizinin bir hoş yanı da İngilizce ile birlikte Galce de konuşulması. Galce eski ve tuhaf bir dil. Olayların atmosferine yakışıyor.

30 Ağustos 2018 Perşembe

Hippi ve Varoş



Hippi

Paulo Coelho

Simyacı yazarının otobiyografik romanı. Yazar, yaklaşık elli yıl öncesini, çiçek çocukları, hippiler zamanını anlatmış. Büyüklerimizden hep duyarız, hippi gibi, yani uzun saçlı, kirli saçlı, bitli insanlar. Bu tabii ki dışarıdan bakış, şekilsel. İkinci Dünya Savaşından sonra barışı isteyen kişiler onlar. Düzene uymak istemeyen, barışçı ve sevgiye önem veren insanlar. Bu romanda, yazarın kendi kişisel deneyimi ve yolculukları yer alıyor. Katmandu’ya giden bütün hippilerin yolunun düştüğü İstanbul’a da geliyor. Hafif, sevimli, önemsiz bir kitap. Not:2/4





Varoş

Mustafa Yurthan

İletişim Yayınları

Varoşların romanı, şehrin dış mahallelerindeki yaşam. Kaybolmuş küçük, sıradan insanlar, gündelik hayatları. Roman karakterleri aynı paragraf içinde arka arkaya konuşabiliyor. Yani, romanın anlatıcısı olayları aktarırken araya diğer karakterler girip konuşuyor. Bu da hoş bir buluş olmuş. Birkaç varoş karakterinin hayatını okuyoruz. Not:3/4

29 Ağustos 2018 Çarşamba

Kolye



İlkokuldayken okula servis ile gidiyordum. Çok sayıda öğrenci olduğu için servis büyük bir otobüstü.

Her sabah okul çantası ve yemek çantası ile otobüse biniyordum. Aynı otobüste bir çocuk vardı. Adı Oytun. Çocukluk aşkı işte. Hep onun yanına oturmaya çalışırdım. Onun haberi bile yoktu ama ben de çok utanırdım.

Bir de berber çırağı vardı. Servise bindiğim durağın arkasında berber dükkanında çalışıyordu. Onun da adı İdris idi. Bu çocuk da benden hoşlanıyormuş, benim de bundan haberim yoktu.

Bu İdris her sabah durağa benden önce gelirmiş. Servise biner otururmuş. Ben servise binince, onun oturduğu yere gelince, o servisten inermiş, bana yer tutarmış, ben de o yere otururdum.

Sonra bir gün İdris bana bir kolye verdi, serviste, hemen indi sonra da. Aradan yıllar geçti. Lisedeyken ben yazları dondurmacıda çalışıyordum, yani dondurma satıyordum. Para kazanmak hoşuma gidiyordu. Ama hep işimden de şikayet ederdim. Eve geldiğimde her yerim dondurma kokuyor derdim. Dondurma nasıl kokuyorsa artık.

Oytun ile bir daha karşılaşmasak da o yaz İdris gelip benden dondurma almıştı. Gülüşmüştük. Tabii ki bir şey konuşmadan dondurmasını alıp gitmişti.

26 Ağustos 2018 Pazar

La Mante




La Mante, peygamber devesi anlamına geliyor. Dizideki bir seri katilin kod adı.

Bu heyecanlı Fransız dizisi şimdilik tek sezonluk, altı bölüm, her bölüm yaklaşık birer saat.

Jeanne bir seri katil. Çok sayıda insanı kendine özel törenlerle öldürüyor ve yakalanıyor, hapiste sürdürüyor yaşamını. O hapisteyken bir seri katil daha ortaya çıkıyor. Bu yeni seri katil aynı Jeanne gibi öldürüyor. Onun cinayetlerini birebir kopyalıyor.

Jeanne, bu yeni seri katilin yakalanması için polisle işbirliği yapmayı teklif ediyor. Ortak çalışmak için tek bir şartı vardır. Oğlu Damien ile çalışmak. Damien de bir polistir.

Damien, annesini hiç sevmez ancak katilin yakalanması için istemeden de olsa annesi ile birlikte çalışır.

Jeanne rolünde Fransız sinemasının eski oyuncularından ve en güzellerinden Carole Bouquet. Bouquet aynı zamanda eski bir Bond kızı.

Sürükleyici, heyecanlı bir suç dizisi. İki katil ve polis arasında bir zamanla yarışma ve zeka oyunu var. Heyecan sona dek sürüyor, sonu da beklenmedik.

Film Seçkisi 21




Nelly

Anne Emond, 2016, Kanada

Gerçek yaşam öyküsü. Kanadalı hayat kadını ve edebiyatçı Nelly Arcan’ın hüzünlü öyküsü. Kitaplarından ve yaşamından öyküleştirilmiş. Herkese göre değil. Not:3/4

Görevimiz Tehlike: Yansımalar

The Mission Impossible: Fallout

Tom Cruise, 2018, A.B.D.

Görevimiz Tehlike ve Tom Cruise her zamanki gibi sürükleyici, heyecanlı. Cruise yine koşuyor, motora biniyor, uçuyor, dövüyor. Konu çok önemli değil. İzlemesi yine keyifli. Not:3/4

Heli

Amat Escalante, 2013, Meksika

İlginç film Vahşi Bölge’nin yönetmeninden bu kez yine iyi bir suç filmi. Genç bir kız, erkek arkadaşı nedeniyle uyuşturucu çetesinin dikkatini çeker. Kızın ailesi de kızı kurtarmaya çalışır. Etkileyici. Not:3/4

Çok Geç

Too Late

Dennis Hauck, 2015, A.B.D.

Değişik bir kara film. Bir özel detektif, kaybolan bir kadının peşine düşer. Film üç bölüm halinde. Olayın öncesini ve sonrasını anlatan üç bölüm. Sonunda anlaşılıyor neler olduğu. Suç filmi sevenlere. Not:3/4

Şeytanın Oteli

Fritt Vilt, 2006, Norveç

Norveç’ten türü sevenleri için zevkli bir gerilim, korku filmi. Genelde Amerikan sinemasında izlediğimiz kanlı bıçaklı gençlik filmlerinden. Bu kez karlar buzlar arasında cinayetler. Bir grup genç tatilde buzlu dağlara giderler ve bir kulübede kalırlar. Teker teker öldürülürler. Evde gizlenen biri vardır. Heyecanlı. Not:3/4

25 Ağustos 2018 Cumartesi

Tabula Rasa ve Le Chalet




Tabula Rasa

Bir Belçika gerilim dizisi. Hollandaca dinlemek de ilginç oluyor ayrıca.

Annemie, bir trafik kazası geçirdikten sonra hafızasını kaybeder ve bir hastaneye yatırılır. Zaman zaman bir şeyler hatırlar ve unutmamak için hemen bir deftere yazar veya resmini yapar hatırladıklarının, çünkü birini görse bile bir dahaki görüşünde hatırlamaz. Doktorunu bile hatırlamaz.

Trafik kazası geçirdiği zaman bir adam kaybolmuştur ve bütün şüpheler de bu unutkan kadını işaret etmektedir. Polis sorguya çekse de hiçbir şey hatırlamaz. Doktoru, polis, eşi, kızı, akrabaları, onunla görüştükçe bölük pörçük bir şeyler hatırlar.

Kadının yaşamında bir gizem vardır ve bu gizem çevresindeki herkesi ilgilendirir. Kadın hatırladıkça geçmişin tehlikeli anları ortaya çıkar. Psikolojik polisiye dizisi. Gerilim sevenler kaçırmasın.

Tabula Rasa, boşluk anlamına geliyor, bir felsefe terimi. Kadının zihninin bomboş olduğunu anlatıyor.




Le Chalet

Chalet, dağ evi anlamına geliyor.

Fransız Alplerinde bir dağ köyü. Tam kartpostallık derler ya öyle bir yer. Doğa, orman, hayvanlar. Kalabalık bir köy değil. Yaşayan insan sayısı oldukça az.

Bu köye bir arkadaş grubu yıllar sonra tekrar görüşmek için giderler. Kısa bir tatil yapacaklardır. Bu gruptan birkaç kişi, çocukluğunu bu köyde geçirmiştir. Yirmi yıl önce hepsi çocuktur.

Köyde özlem giderip dinlenirlerken, köy halkından ve bu arkadaş grubundan insanlar kaybolmaya ve öldürülmeye başlar. Herkesin sinirleri bozulur, görünürde hiçbir neden yoktur ölümler için. Arkadaşlar, aralarından daha fazla insan ölmemesi için çözüm yolları ararlar.

Çok güzel bir dağ köyünde geçen bir gerilim. Türü sevenler, cinayetleri sevenler için.

Film Seçkisi 20




Neon Şeytan

The Neon Demon, 2016, Danimarka

İlginç ve iddialı bir film. Bir moda dünyası filmi. Model olmak isteyen genç kadınların ve sektörün tuhaf yaşamı. Modellerin başına gelenler. Tuhaf ve rahatsız edici yönleri de var. Herkese göre değil. Yine bir Danimarka filmi olan The Model (2016) andırıyor. Not:3/4

Yar1m

Çağıl Nurhak Aydoğdu, 2016, Türkiye

Çocuk gelin konusunda iyice bir film. 15 yaşındaki Fidan, doğudaki ailesinden batıya gelin olarak gelir. Evlendiği kişi zihin özürlüdür ve yaşı çok büyüktür. Bu ikisi evliden çok iki küçük arkadaş gibi olurlar. Ülkemizin bir yarası ile ilgili izlenir bir film. Not:3/4

O

It, 2017, A.B.D.

Stephen King’in ünlü romanının ikinci uyarlaması. İlki de iyi ikinci de ancak oldukça korkutucu. Bir kasabada çocuklar, hepsi biraz ezik tiplerden. Bunların başına bir varlık musallat olur. Çeşitli kılıklara giren bu varlık en çok da palyaço kılığına girer. Pennywise adlı bu palyaço çocukları öldürür. Bu miniklerden oluşan arkadaş grubu da ondan kurtulmaya çalışır. Korku gerilim sevenler için sadece. Not:3/4

Karanlık Nehir

Dark River, 2017, İngiltere

Görsel açıdan estetik ve ayrıca biraz da hüzünlü bir hikaye. Evinden ayrılan genç bir kadın uzun yıllar sonra aile evine döner, çiftliğe. Çiftlikte erkek kardeşi ile çiftliğin geleceği üzerine fikir ayrılığı yaşarlar. Geçmişleri de peşlerini bırakmaz. Seyri hoş. Not:3/4

Yeşil Işın

Le Rayon Vert

Eric Rohmer, 1986, Fransa

Yönetmenin en iyi filmlerinden. Genç bir kadın, yazın tatile çıkma zamanı. Arkadaş bulma sıkıntısı çeken bir kadındır. Hep yalnızdır. Sohbet de edemez. Tatile çıkacak arkadaş da bulamaz. Birkaç yere tatile gider ama eğlenemez ve hep geri döner. Bir akşamüstü, gün batımında güneş batışının yeşil renkte olduğunu fark eder. Fransız sinemasını sevenler için. Not:4/4

24 Ağustos 2018 Cuma

Üç Süper Dizi




The Crown

İngiliz Kraliyet Ailesini anlatan dizi en çok Kraliçe Elizabeth’in hayatını ve dönemini anlatıyor. İkinci sezon sonunda altmışlara dek geldi. Üçüncü sezon yeni yılda. Görkemli ve estetik dizi. Elizabeth’in kraliçe oluşu, sonrası, aile büyükleri, kocası, politik kişilikler, politik olaylar anlatılıyor. En çok da kardeşi Margaret ile ilişkileri ve ünlü Churchill göz önünde. Konuyu sevenler için lezzetli. Aksiyonlu değil ışıltılı. Bakan rolünde Jeremy Northam, Churchill rolünde ise dev oyuncu John Lithgow var.




9-1-1

Acil servis dizisi. 911, aciliyetiniz nedir? En çok bu cümleyi duyuyoruz dizide. Acili arayanlar, acil telefonlarına cevap veren görevliler, bu görevlilerin polisi, itfaiyeyi, sağlık görevlilerini yönlendirmesi. Hayat kurtaran insanların yaşamı. İnsanların başına neler geliyor görüyoruz. Öncelikle bu yönden çok şaşırtıcı. Bunun yanında, bu görevlilerin özel yaşamlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini de izliyoruz. Ve ayrıca, bu kişilerin işleri nedeniyle yaşadıkları gerilimi, travmalar da söz konusu. Dizi ilk sezonunu bitirdi. İkinci sezon yakında, sonbaharda. Angela Bassett ve Peter Krause gibi iyi oyuncular var dizide. Dizi, heyecanlı, duygulu, aksiyonlu. Hayatın her yönü var. Yeni sezonda yeni karakterlerde yine kaliteli yeni oyuncular eklenecek diziye. Kaçırılmaz dizilerden.




Brooklyn Nine Nine

Unutulmaz, efsaneler arasına girecek dizilerden biri. How I Met Your Mother gibi anılabilecek komedilerden. Sözcükler, durumlar üzerine Amerikan komedisi. Başrolde, Andy Samberg, filmleri ile tanıdığımız usta komedyen, Amerika’nın en ünlü komedi programı Saturday Night Live kadrosundan. Bu dizide, ülkenin en iyi komedyenleri yetişti. Dizi, onun üzerine kurulu. O da parlıyor rolünde, durmaksızın güldürüyor. Ayrıca, yine filmlerinden tanıdığımız güzeller güzeli Stephanie Beatriz de çok tipik bir rolde. Dizi, New York’taki bir karakolda geçiyor. Bir ekip var, bu ekip olaylara koşup çözüyor ancak dizide önemli olan onların arasındaki ilişkiler, başlarına gelenler. Dizi inanılmaz komik ama bir o kadar da duygusal, insancıl. Dizide, Gina’nın dansları, Halloween kutlamaları, ekibin aşkları gibi tekrarlanan sevimli olaylar da bulunmakta. Beşinci sezonu bitiren dizinin altıncı sezonu yeni yılda. Bağımlılık yapan dizilerden.

Film Seçkisi 19




Sahaf

Bookshop, 2017, İngiltere

Güzel bir edebiyat uyarlaması. Klasik İngiliz sineması havası var. Bir kadın, küçük bir kasabaya gelir ve bir kitapçı dükkanı açar. Kasaba halkı tutucudur ve kadına karşı çıkarlar. Kitap severler kaçırmasın. Not:3/4

Bir Katilin Günlüğü

Memoir of a Murderer, 2017, Güney Kore

İlginç bir polisiye aksiyon filmi. Bir kiralık katil kızı ile yaşar, Alzheimer olur. Unutmaya başlar, bir yandan da çevrede cinayetler olmaktadır. Adam unutkanlığına rağmen kızını korumaya çalışır. Not:3/4

Sofra Sırları

Ümit Ünal, 2018, Türkiye

Taşrada yaşayan bir karı koca. Kadın yemek pişirir ve sıradan biridir. Ancak bir yandan da cinayetler işlemektedir. Hoş, hafif komedi. Not:3/4

Pastoral Amerika

American Pastoral, 2016, A.B.D.       

Kusursuz bir aile. Adam da kadın da başarılı, parlak, güzel. Ancak küçük kızları asi olur ve yasa dışı eylemlere katılır. Aile ne yapacağını bilemez. Seyri hoş film. Not:3/4

Karanlık Sır

Marrowbone, 2017, İspanya

İlginç bir korku gerilim filmi. Dört kardeş bir evde yaşar. Anneleri ölmüştür. Bunu gizlerler. Ancak yaşadıkları evde bir varlık onları rahatsız eder. Sürükleyici korku. Not:3/4

23 Ağustos 2018 Perşembe

Lost in Space




Heyecanlı bilimkurgu dizisi. Daha önce de çekilmiş, yaklaşık 50 yıl önce.

Gelecekte bir zaman. Başka gezegenlerde koloni kurmak için yola çıkan bir aile, yolda iken bilinmeyen bir gezegene iniş yapmak zorunda kalıyor. Gezegenin şartları insan yaşamına da uygun.

Ekip dünyaya dönmek istese de uzay gemisi dönüşe uygun değil. Bu arada gemilerinde birkaç beklenmedik misafir de onlarla birlikte gezegene iniş yapıyor. Ayrıca, gezegene inen başka uzay gemileri de bulunmakta.

Aile bu gezegende hayatta kalma savaşı veriyor, gezegeni öğreniyor, gezegene inen diğer kişilerle de olumlu ve olumsuz ilişkileri oluyor. Bir yandan da gemilerini onarıp uzayda dolaşan üsse dönmek ve yollarına devam etmek istiyorlar.

Ancak, herkesi niyeti aynı değil. Ailenin amacı belli olsa da gezegene inen diğer insanların amaçları farklı ve bunun yanında gezegendeki canlı türleri de başka amaçlar taşıyabiliyor.

Dizi, ilk sezonunu bitirdi, sezon sonunda heyecanlı bir yerde kaldı, ikinci sezonda ailenin macerası devam edecek. Dizideki en tatlı olay, ailenin küçük oğlu Will ile bir robotun arkadaşlığı. Robot, insan ve dünya yapımı değil, uzaylı yapımı. Hangi gezegene veya uygarlığa ait olduğu belli değil şimdilik.

Bilimkurgu, aksiyon, gizem, hepsi var. Merakla izleniyor.

Ömer Seyfettin ve İran



Ömer Seyfettin Hikayeleri

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Yayınları

Yazarın Başını Vermeyen Şehit, Teke Tek, Pembe İncili Kaftan, Topuz ve Teselli adlı kahramanlık hikayelerinin çizgi roman şeklindeki sunumları. Büyük boy kitabı çizgilerle okumak keyifli. Not:3/4

İran

Derya Örs

Türk Tarih Kurumu

İran’ı çeşitli yönlerden anlatan kitap. Mukaddime, coğrafya, nüfus, tarım, hayvancılık, sanayi, seyahat, şehirler, yönetim, medeniyet, siyaset, İran Türkleri gibi farklı konularla bu ülkeyi tanıyoruz. Not:3/4

Yedikıta ve Çene



Yedikıta

Aylık tarih dergisi. İslam dünyası seyyahları, Sarıkamış, Selçuklu tarihi, Karadenizli Karamanoğulları, elektrikli sandalye, İslam mezhepleri, Ayasofya, Şark meselesi gibi birbirinden ilginç ve önemli konular var. Tarih sevenler için.

Çene

En yeni mizah dergilerinden Henüz üç sayısı var. Özer Aydoğan çıkarıyor. Karikatürler, kısa mizah öyküleri ve çizgi öyküler bulunmakta. Mizah ve çizgi sevenler için.

22 Ağustos 2018 Çarşamba

Film Seçkisi 18



Leonard Cohen: I’m Your Man

Lian Lunson, 2005, A.B.D.

Montreal’li ünlü şarkı sözü yazarı ve şair Cohen ile ilgili belgesel, müzikseverler için mutluluk verici. Müzisyenin şarkılarını onu çok seven ünlü müzisyenler seslendiriyor ve onunla ilgili anılarını anlatıyorlar. Ayrıca, şarkıcının kendisi de bol bol sohbet ediyor, hayatını, şarkılarını anlatıyor. Not:3/4

Vahşi Bölge

La Region Salvaje

Amat Escalante, 2016, Meksika

İlginç bir korku ve bilimkurgu öyküsü, filmi. Evli bir çift mutsuzdur. Evin yakınına da dünya dışı bir yaratık gelir. Evli çift, kadının ağabeyi ve yaratık arasında tuhaf bir ilişki başlar. Filmin konusu rahatsız edici, herkese göre değil. Ancak, çok farklı bir film olması açısından izlemeye değer. Not:3/4

The Edge of Seventeen

Besties

Kelly Fremon, 2016, A.B.D

Başarılı bir ergenlik, ilk gençlik filmi. Nadine adlı bir liseli kızın sorunları. Okul, aşk, aile ve diğer gündelik yaşam sorunları. Eğlenceli, duygulu, mutluluk verici bir film. Unutulmayacak ergenlik filmlerinden. Not:3/4

Fidel’in Yüzünden

La Faute a Fidel

Julie Gavras, 2006, İtalya

Ufak bir kızın gözünden ailesi ve gündelik yaşam. Anna, mutlu mutlu yaşarken ailesi politikaya ilgi duyar ve kızın rahatı bozulur. İnce, zarif, hoş film. Çocuk gözüyle büyükler. Not:3/4

Hazan Mevsimi

Bir Panayır Hikayesi

Mehmet Eryılmaz, 2008

Bir panayırda yaşanan bir aşk hikayesi. Panayır şarkıcısı Nurşen ile civardaki göl kenarında inşaatta çalışan işçi Cemal’in aşkı. Olanaksızlıklar içinde yaşanan alçakgönüllü ve hüzünlü bir ilişki. Doğal oyuncular, güzel konu, sade film. Panayırda geçmesi de ilginç. Sinemamızın en iyilerinden. Not:4/4

21 Ağustos 2018 Salı

Boyun Çorbası



İki tane boyun alıyoruz, kuzu boynu oluyor, bir tencereye su dolduruyoruz, boyunları yıkayıp tencereye atıyoruz, pişiriyoruz. Tadarak bakıyoruz piştiler mi diye.

Tenceredeki suyun içine yine su ekliyoruz, bir litre kadar. Bir büyük patatesi temizleyip içine atıyoruz, bir havuç koyuyoruz. Bir avuç pirinci yıkayıp atıyoruz içine.

Çiçek yağı, tuz, pul biber ekliyoruz. Kaynıyor, pişiyor, yaklaşık bir saat. Havuca bakıp anlıyoruz piştiğini. En geç o pişiyor çünkü.

Piştikten sonra boyunları ister bütün bırakıyoruz istersek pinçik pinçik parçalıyoruz.

Sonra da kaselere koyup istersek içine limon sıkıyoruz ve bir de karabiber.

Bayram sabahı içilen bir çorba.






11 Ağustos 2018 Cumartesi

Kına



Kınalar, düğünler zamanı. Mahallede düğünler oluyor. Gece 12’ye dek sazlar, oyun havaları, sonra takı törenleri, bu arada bol bol yemek. Babaannemin dediği gibi ay’da düğün olsa gider oynarız yani.

Kınada nedimeler kaftan giysin. Oldu, bu sıcakta kaftan. Buzdolabında beklet kaftanı ki giyebilesin. Kına müziği düzenleme. Müziğe meraklı olanlar kına gecesi şarkılarını listeliyor. Mezdekesiz de olmaz yani.

Ah sıcakta yaşamak bile zor. İncir sıcakları geçti artık neyse, eyembuhur denilen sıcaklar. Eyyam-ı Bahur aslı. Güneşte kalırsan leke yapanlar. Yazın şehirde olmak kolay değil. Yaylaya gitmek lazım. Hep duyarız yayla da görmüşlüğüm de yok ama.

Yaylada olacan bu günlerde. Serin olacak, yorganla yatacaksın. Yakında bir nehir veya göl olacak. Göl kenarında yatacaksın çadırda veya uyku tulumunda. Bol ağaç olacak. Yakında tarlalar, bahçeler olacak. Bir şeyler alıp yiyeceksin. Bostandan karpuz. Ama domuzlar gelmeyecek tabii.

Dedem anlatır hep. Kar pekmezi yiyeceksin. Karın üstüne pekmez dökülecek. Onun da üstüne dondurma koyacan. Karlama, buzlama, buzlaş derlermiş. Ya da kar şerbeti. Karın üstüne vişne suyu döküp yiyip içeceksin. Reyhan, demirhindi, kaynar, gelincik suları içeceksin.

Rüyamda gelinle damadı jedi ustası ile yoda olmuş gördüm. Davetliler de samuray öğrencileri. Ama saçları renkliydi hepsinin. Hepsi başlarını eğerek selam veriyorlardı birbirlerine. Fenerler aydınlatıyor çevreyi. Bir samuray diğerine çemen tarifi veriyor. Zeytinyağı ile kapat üstünü diyor. Sonra samuraylar basket oynamaya başlıyor. Herkes zıplıyor ama kimse topu tutamıyor.

Yine rüyamda çok sıcak. Rüyalarıma bile giriyor. Yolda yürüyorum. Kulaklığı takmışım hiçbir şey duymuyorum. Otobüs durağını geçmişim. Ama yanıma otobüs geliyor. Şoför kapıyı açıyor, kızım bin sıcakta yürüme diyor. Kafama güneş geçmiş olmalı, çünkü, kulaklık da var ya, söylediğini duymuyorum. Adama bağırıyorum, yok amca sağol, diye. Adam da sen bilirsin deyip gidiyor. Ben yok derken ama ellerimi kollarımı da sallıyorum.

10 Ağustos 2018 Cuma

Castle Rock




Stephen King öyküleri ve öykü karakterleri kullanılarak gerçekleştirilen gizemli bir dizi.

Hikaye, Castle Rock adlı bir kasabada geçiyor. Tek geçim kaynağı hapishane, kasaba insanlarının çalışabileceği başka bir iş yok. Başka işler bulmak için kasabadan gidenler de var.

Henry Deaver, bir hukukçu. Kasabadan bir telefon gelir ve yıllar sonra döner. Hapishanede bir genç vardır, kafeste tutulan, yetkililer onu gizler. Henry Deaver, onun avukatı olmak ister. Henry, küçüklüğünde bir aileye evlatlık verilmiştir. Bir gün birlikte balığa çıktıklarında üvey babası ölür. Herkes ondan bilir ama kanıtlanmaz ve Henry de kasabadan uzaklaşır.

Henry, üvey babasının ölümü, hapishane, kapalı tutulan genç, Henry’nin karşı komşusu Molly, hepsinin arasında bir sır vardır. Bu sır kasabayı da ilgilendirir.

Başrollerden birinde yine bir Stephen King uyarlamasında oynayan Sissy Spacek bulunuyor. Carrie (Günah Tohumu) adlı korku filmi bu, klasikler arasında o da.

Dizi çok yavaş ilerliyor, henüz dört bölüm oldu, beşinci bölüm bu hafta. Gizem çok yavaş ilerliyor, bölüm bölüm açığa çıkacak. Kahramanların geçmişlerindeki sır şimdilik karanlıkta. Bu tür dizilerde hep olduğu gibi, kişiler gerçekleri ya saklar ya da hatırlamaz. Kötüdür çünkü gerçekler.

King ve gizem sevenler için.

9 Ağustos 2018 Perşembe

Your Honor



Yeni başlayan Kore dizisi. Henüz sekiz bölüm oldu. Hukuk temalı.

Popüler konulardan ikizler var bu dizide. İki erkek kardeş, ikizler. Biri çalışkan, diğeri haylaz. Biri düzgün, diğeri yasa dışına daha uygun. Bunun nedeni anneleri. Anne, her zaman çalışkan olanı daha çok seviyor. İki kardeş büyüyünce biri hakim oluyor diğeri ise suçlu.

Bir gün, hakim olan kayboluyor. Suçlu olan onun yerine geçiyor, onun hayatını yaşıyor, duruşmalara çıkıyor. Bu rolünü benimsiyor, seviyor. Dürüst ve samimi davrandığı için iş arkadaşları ve halk da onu benimsiyor. Sahte hakim, rolüne iyice kaptırıyor.

İşleri bilmediği için bir stajyer hakimden yardım alıyor. Aralarında duygusal yakınlık da başlıyor. Sahte hakim, bu durumda gerçeklerin ortaya çıkmasını istemez elbette. Güzel bir hayatın içine düşmüştür. Kardeşinin sevgilisi de sahte hakimin gerçek kimliğini anlamaz.

Komedi dizisi. Sahte hakim özellikle komik. Rolünü biraz abartarak oynadığı için daha da komik oluyor. Kore dizilerinde yaygın olan bir konu da, anne çocuk anlaşmazlıkları. Bu dizide de anlaşamayan anne oğul var.

Dokuzuncu bölüm ve devamını çekildikçe izleyeceğiz. Şirin dizi.