Kınalar, düğünler zamanı. Mahallede düğünler oluyor. Gece 12’ye dek sazlar, oyun havaları, sonra takı törenleri, bu arada bol bol yemek. Babaannemin dediği gibi ay’da düğün olsa gider oynarız yani.
Kınada nedimeler kaftan giysin. Oldu, bu sıcakta kaftan. Buzdolabında beklet kaftanı ki giyebilesin. Kına müziği düzenleme. Müziğe meraklı olanlar kına gecesi şarkılarını listeliyor. Mezdekesiz de olmaz yani.
Ah sıcakta yaşamak bile zor. İncir sıcakları geçti artık neyse, eyembuhur denilen sıcaklar. Eyyam-ı Bahur aslı. Güneşte kalırsan leke yapanlar. Yazın şehirde olmak kolay değil. Yaylaya gitmek lazım. Hep duyarız yayla da görmüşlüğüm de yok ama.
Yaylada olacan bu günlerde. Serin olacak, yorganla yatacaksın. Yakında bir nehir veya göl olacak. Göl kenarında yatacaksın çadırda veya uyku tulumunda. Bol ağaç olacak. Yakında tarlalar, bahçeler olacak. Bir şeyler alıp yiyeceksin. Bostandan karpuz. Ama domuzlar gelmeyecek tabii.
Dedem anlatır hep. Kar pekmezi yiyeceksin. Karın üstüne pekmez dökülecek. Onun da üstüne dondurma koyacan. Karlama, buzlama, buzlaş derlermiş. Ya da kar şerbeti. Karın üstüne vişne suyu döküp yiyip içeceksin. Reyhan, demirhindi, kaynar, gelincik suları içeceksin.
Rüyamda gelinle damadı jedi ustası ile yoda olmuş gördüm. Davetliler de samuray öğrencileri. Ama saçları renkliydi hepsinin. Hepsi başlarını eğerek selam veriyorlardı birbirlerine. Fenerler aydınlatıyor çevreyi. Bir samuray diğerine çemen tarifi veriyor. Zeytinyağı ile kapat üstünü diyor. Sonra samuraylar basket oynamaya başlıyor. Herkes zıplıyor ama kimse topu tutamıyor.
Yine rüyamda çok sıcak. Rüyalarıma bile giriyor. Yolda yürüyorum. Kulaklığı takmışım hiçbir şey duymuyorum. Otobüs durağını geçmişim. Ama yanıma otobüs geliyor. Şoför kapıyı açıyor, kızım bin sıcakta yürüme diyor. Kafama güneş geçmiş olmalı, çünkü, kulaklık da var ya, söylediğini duymuyorum. Adama bağırıyorum, yok amca sağol, diye. Adam da sen bilirsin deyip gidiyor. Ben yok derken ama ellerimi kollarımı da sallıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder