2 Eylül 2018 Pazar

OA ve Olive




Biraz doğaüstü biraz bilimkurgu ve ilginç, değişik bir dizi. İzlediğimiz hiçbir diziye benzemeyen.

Özgünlüğü, yazar ve yönetmenlerden geliyor. Brit Marling ve Zal Batmanglij ikilisinin yazıp yönettiği dizide bu ikilinin hep yaptığı gibi Brit Marling başrolde. Bu ikili birlikte çalıştıkları yönetmen Mike Cahill ile birlikte kendilerine özgü bir sinema evreni oluşturdular.

Bu grubun dikkate değer filmleri var. Gizli Oyun, Sesimin Etkisi, Başka Bir Dünya, Kök gibi. Hepsi izlenir.  Bu grup genellikle doğaüstü, gizem, inançlar, tutkular, mezhepler, ayinler, tarikatlar ve benzeri konularda film çekiyor.

OA da fazlasıyla değişik, zor, pür dikkat izlenmesi gereken şaşırtıcı bir dizi. Anlamak hiç de kolay değil. Yazar ve yönetmen bunu bilinçli yapıyor. Konu, sonu, her şeyi açık dizinin. Bize kalıyor sonuç. Hatta izlediklerimizin hepsi birer kandırmaca bile olabilir. Belki de hepsi yalandı, hayaldi. Veya hasta bir beyinden çıktı hepsi. Veya tümüyle gerçekti.

Dizi, ölümden dönenler üzerine kurulu. Ölüme yaklaşıp da ölmeyenler bir araya geliyor ve ölecek insanları kurtarmaya çabalıyor. Acaba insanlardan melek olabilir mi? Melekler, ölümün geldiğini hissedip ölecek olanlara yardım edebilirler mi?

Ufak bir kız bir gün bir kaza geçirir. Ölmez ama kör olur. Bir süre sonra da kaybolur. Yedi yıl sonra döner ailesine ama gözleri görüyordur. Yedi yıl boyunca neler olmuştur kızın hayatında? Ailesine dönüşü bir başlangıçtır ama neyin başlangıcı?

Dizinin başı, olayların gelişimi, ileri geri gidişler ve tüyler ürpertici bir sonu var. Başı da ortası da sonu da hiç beklenmedik. Garip bir dizi ancak çok etkileyici. Ayrıca dizinin son on dakikası büyüleyici.

Bu arada bir de anlıyoruz ki insanları ancak kalp ve dans kurtarabilir.

Mükemmel dizi arayanlara.




Olive Kitteridge

Başrolde Fargo’nun unutulmaz oyuncusu, Üç Billboard filminden de bildiğimiz Frances McDormand var. O, Meryl Streep, Julianne Moore tarzı oyunculardan, yani karakter oyuncusu. Bu dizide de her zamanki kusursuz oyunuyla keyif veriyor bize.

Olive, bir matematik öğretmeni, biraz huysuz, sert, problemli, sinirli, depresif ama aynı zamanda iyi öğretmen, iyi insan. Sertlikle kendini saklıyor. Düşüncesiz gibi gösterse de kendini yufka.

Eşi ise pamuk gibi, papatya gibi, yumuşak, anlayışlı. Eşini de seviyor. Bu ikisi çok didişiyor ancak birbirlerine düşkünler. Öyle evli çiftler vardır ya. Hep kavga ederler ama severler de, birbirlerine özen gösterirler.

Yaşadıkları yer de Olive gibi huysuz biraz, mutsuz herkes. Sanki herkes zorla yaşıyormuş gibi. Olive’ın eşi belki de en mutlu insan yöredeki.

Dizi, bu ikisinin yaşam boyu hayatını gösteriyor bize. Birlikte yaşlanıyorlar. Kasabanın diğer insanları, bu ikilinin akrabaları, çocukları, bu ikili ve çevresi.

Dizi, bildiğimiz İngiliz klasikleri havasında. Bir olay yok, sadece doğal, sıradan insan yaşamı var.

Aksiyon olmasa da çok insancıl.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder