İlkokuldayken okula servis ile gidiyordum. Çok sayıda öğrenci olduğu için servis büyük bir otobüstü.
Her sabah okul çantası ve yemek çantası ile otobüse biniyordum. Aynı otobüste bir çocuk vardı. Adı Oytun. Çocukluk aşkı işte. Hep onun yanına oturmaya çalışırdım. Onun haberi bile yoktu ama ben de çok utanırdım.
Bir de berber çırağı vardı. Servise bindiğim durağın arkasında berber dükkanında çalışıyordu. Onun da adı İdris idi. Bu çocuk da benden hoşlanıyormuş, benim de bundan haberim yoktu.
Bu İdris her sabah durağa benden önce gelirmiş. Servise biner otururmuş. Ben servise binince, onun oturduğu yere gelince, o servisten inermiş, bana yer tutarmış, ben de o yere otururdum.
Sonra bir gün İdris bana bir kolye verdi, serviste, hemen indi sonra da. Aradan yıllar geçti. Lisedeyken ben yazları dondurmacıda çalışıyordum, yani dondurma satıyordum. Para kazanmak hoşuma gidiyordu. Ama hep işimden de şikayet ederdim. Eve geldiğimde her yerim dondurma kokuyor derdim. Dondurma nasıl kokuyorsa artık.
Oytun ile bir daha karşılaşmasak da o yaz İdris gelip benden dondurma almıştı. Gülüşmüştük. Tabii ki bir şey konuşmadan dondurmasını alıp gitmişti.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder