1 Ağustos 2018 Çarşamba

Takip



Ajandım kabusumda. Bir kötü adamı suçüstü yakalamaya çalışıyordum. Gittiği bir yerde takip ettim, ormanın içinde bir lokantadaydı. Birileriyle görüşecekti. Dinlemeye çalışıyordum.

Sonra içtiğim suya bir şey konmuş. Nefes alamadığım için yüzümü yıkamak amacıyla lavaboya gittim. Bu arada, kapı aralığından adamı görüyorum hala. Adam mafya tipli asık yüzlü biri. Ama görüşmeye geldiği insanlardan da korkuyormuş. Onlar daha güçlüymüş.

Sonra hafif müzik sesi de geliyor lokantadan. Hep karanlık insanların geldiği bir yermiş. Caz çalıyor, bir kadın şarkı söylüyor, çok kısık sesi, ne dediğini anlamıyorum. Loş ışık içerisi. Adamı tam göremiyorum, çünkü sürekli garsonlar dolaşıyor etrafta.

Sonra bir anda adam kayboluyor oturduğu yerden. Kapıyı açıp o tarafa doğru ilerliyorum, nereye gitti diye. Sonra müzik susuyor. Garsonlar artık yok. Müşteriler de yok. Kimse kalmamış gibi. Etrafıma bakarken dengem bozuluyor, o suyun etkisiyle, bir sandalyeye tutunuyorum. Gözlerimi odaklamaya çalışırken, bir kadın geliyor, seni, takip etmemen için uyarmıştık, diyor. Kim olduğunu göremiyorum, yüzüne odaklanamıyorum.

Adam da geliyor, sonra başka insanlar da etraflarında. Sonra, bu işi bırakman için bu son uyarımız diyorlar. Hastaneye yetişmek için yirmi dakikam varmış, iyi şanslar diyorlar. Sonra kolumda bir acı duyuyorum. Bir bakıyorum, iğne ucu kadar küçücük yerlerden, kolumdan bir sürü kan fışkırıyor. Şey gibi, bahçe sulama hortumları delinir de su fışkırır ya öyle bir sürü kan. Çok korkunçtu. Durmuyorlar da.

Sonra uyandım. Acaba sonra ne oldu ya çok merak ettim. Film gibiydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder