Yaz bütün sıcağıyla devam ediyor. Bir yerlerde esinti bulmaya çalışarak.
Koştur koştur, bebek mevlidi, altı ay kınası, diş ediği, çok faaliz canım. Akşamları parka çıkıp çekirdek ye. Zengin değiliz ki Alaçatı’ya gidelim, Single Fin’de müzik dinleyelim.
Yaz ayları tabii, önce cevizi ıslatıp gece bekletip sabaha suyunu içeceğiz, zarı faydalı ya. Sağlıklı olacağız, ince olacağız. Ama güneşte kalmayacağız. Başımıza güneş geçmesin. Beynimiz yanmasın yani. Çökelek gibi olmasın, patates beyinli olmayalım değil mi? Bacaklarımız kızarmasın, su toplamasın.
Aslında, bir tatil yerinde tatil yapıp bir yandan da çalışmalı. Bir büyük markette meselası. Gece de civardan market arabalarını toplamalı. Çünkülüm, müşteriler o demir arabaları götürüyor, evlerinin önünde bırakıyor, gece de demirciler, hurdacılar onları toplayıp satıyor.
Ah hafta sonu kızlarla toplanalım dedik. Aydanur ve Duygu ile. Duygu’nun evine gittik. Oturduk, dedikodu yapacağız, oh ne güzel, Duygu dedi ki, akşam sıcaktan uyuyamadım, uykum var, hadi uyuyalım, ya uyumak için mi çağırdın bizi yani. Ya nolcak dedi, hepimiz de hazırmışız demek ki yattık uyuduk. Uyandık akşamüstü. Gözleme yaptık, puding yaptık.
Bahçeleri var, bir de kedileri, oturduk, serin neyse ki, dedikodu yaptık. Aydanur hayal kurdu yine. Hayatına biri girecek, sonra sorun çıksa bile Aydanur tamir edecek ilişkiyi, ona elini uzatacak, destek olacak, yani ilişkiye girecek ama sorun çıkacağını da hemen öngörüyor, çünkü erkek anlayışsız olacak haliyle, duyarsız olacak, hayalinde bile hazırlıklı yani. O erkeğe biz olmayı öğretecekmiş. Aydanur’a nasıl davranması gerektiğini öğretecekmiş o adama. Sevgiyle ve usulca. Ah dedik Duygu ile, sen fantastik hayaller kuruyorsun.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder