İstanbul’dan bir grup işadamı Afrika’ya gezmeye gider. İş amaçlı değil tatil amaçlı.
Afrika’ya inerler, gündüz bir iki komşu ülkeyi gezerler. Akşam da bir restoranda yemek yiyeceklerdir.
Restorana gelirler. Masa tamamdır. Yerleşirler. Yemeğe, sohbete başlarlar. Canlı müzik yapan bir orkestra da vardır. Onlar da çalmaya başlarlar.
Bizimkiler, yanlarındaki rakı şişelerini çıkarırlar ve içmeye de başlarlar. Şef garson gelir ve burada kendi içkilerinizi içemezsiniz, dışarından içki getirmek, içmek yasak der.
İşadamlarından biri düşünür ve garsona der ki, bizim bu grup İstanbul’dan bir tarikat, içkiler de ayin için içiliyor. Burada ayin yapıyoruz biz şu anda.
Şef garson, tamam o zaman, der ve gider. Bizimkiler, yemeğe içmeye devam ederler. Bir süre sonra çakırkeyif olurlar ve başlarlar şarkı söylemeye. Biz Heybelide, Yine bir Gülnihal, devam ederler, neşeyle, keyifle.
Aradan bir süre geçer ve garson yine gelir ve işadamının kulağına eğilir ve der ki, sizin ayin bittiyse bizim orkestra çalmaya devam edecek.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder