16 Mayıs 2018 Çarşamba

Kısa Öykümsüler



Yolculuk

Arkadaşlarla sohbet ederken yanımıza biri geldi, bizimkilerden birinin arkadaşı imiş. İzlanda ve Norveç’e gitmiş. Hiç görülmedik yerler görmüş. Hiç bilmeden, önce İzlanda’da kalmış uzun zaman. Anlattı da anlattı. Gezginmiş, daha üniversiteyi yeni bitirmiş, her fırsatta gezermiş. Anlatırken sordum, Olimpos’a gittin mi dedim. Yok dedi. O zaman, daha gezmeye başlamamışsın dedim. Öyle baktı, bir cevap veremedi.

Zeki Çocuk

Fen testi yapmıştık. Bir öğrenci, kırk sorudan ikisini yapmıştı. Öğrenci velileri, test sonuçları için gelmişlerdi. İki soru yapabilen anne baba ile konuşuyorduk. Kızınızın ne okumasını düşünüyorsunuz ileride dedim. Tıp dediler. İçimden dedim, herkes kendi çocuğunu çok akıllı görüyor işte. Tıp okuması olanaksız. Aslında, tıpla fenin ilgisi yok ama bizim ülkede ilgili.

Gelişim

Ergen oğlan konuşuyordu. Annem bana kızıyor, hiç kendime bir şeyler katmıyor muşum, bana bir şeyler katan kitaplar da okumuyor muşum. Ne yani, ne katcam kendime, ben çorba mıyım?

Kitaplar

Aynı kitapları insan, çeşitli yaş dönemlerinde tekrar okumalı. Bazı klasikleri, 15 yaşında okuduklarını, 25 yaşında yine okumalı. İleride 35’e gelince bir daha okumalı. On yılda bir iyidir. Bakalım düşüncelerimiz nasıl değişiyor. Ben böyle anlatırken, arkadaşım, afaki konuşma dedi. O ne be dedim. Biz dedi öyle deriz hep işyerinde, kimya şirketinde çalışıyor da, bu sonuçlar, hesaplar afaki diyorlarmış. Afaki, söylemesi komik. Ay dedim ansiklobedi gibi konuşuyorsun sen. Bazı insanlar, kitap okumazmış, ansiklobedi okurmuş. Çok afaki.

Hijyen

Migros alışverişinde ağız gargara suyu ile muz almıştım. İkisini aynı poşete koydum, kasada ödeme yaptıktan sonra, kasadaki oğlan bakınca, hijyen önemli dedim, yemeden önce muzları yıkıycam. Günlük dizilerimi izlerken. Haftalık dizilerimi izlerken ise çekirdekleri yıkıyorum o sularla. Sırıttı oğlan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder